Çanakkale Geçilmez!
“Bir hilal uğruna yarab
Ne güneşler batıyor..!”
İnsan yaşattıkları destana mı,ölümü öldürmelerine mi, yoksa ruhlarının naifliğine mi hayran kalacağını şaşırıyor.Şu mektuptaki hoşluk,güzellik, naiflik zamanımızda kimde var?
Şehadete doğru ilerlediği yolda, vedasını yazarken şu seçilen cümlelerin kelimelerin güzelliği…
“Sebebb-i hayatım”nasıl hoş bir sıfattır öyle. Her defasında annesini, babasını, eşini ayrı ayrı zikretmek; her birini ayrı ayrı muhattap almak…
Ne ara bu kadar asimile olduk sorusunu sormadan edemiyorum.
Son hecesine kadar okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum.
Saygı, şükran, minnetle…
#çanakkalegeçilmez
Pazartesi, 31 Mayıs, 1915
Sebeb-i hayatım, feyz-i velinimetim. Sevgili peder valideme,Babacığım, validecigim.Arıburnu’nda ilk girdiğim müthiş muharebede sağ yanımdan ve pantolonumdan kurşun geçti. Hamdolsun kurtuldum.Fakat bundan sonra gireceğim muharebelerden kurtulacağıma ümidim olmadığından bir hâtıra olmak üzere, şu yazılarımı yazıyorum.Hamdüsenâlar olsun Cenâb-ı Hakk’a ki beni bu rütbeye kadar eriştirdi. Yine mukadderât-ı ilâhiyye olarak beni asker yaptı. Siz de ebeveynim olmak dolayısıyla beni vatan ve millete hizmet etmek için ne suretle yetiştirmek mümkün ise öylece yetiştirdiniz. Sebeb-i feyz-i nf ‘atım ve hayâtım oldunuz.Cenâb-ı Hakk’a ve sizlere çok teşekkürler ederim.Sevgili peder ve validecigim. gözbebeğim olan zevcem Münevver ve oğlum Nezih’ciğimi evvela Cenâb-ı Hakk’ın, sonra sizin himayenize emanet ediyorum. Onlar hakkında ne mümkün ise lütfen yapınız. Oğlumun tâ’lim ve terbiyesine siz de refikamla birlikte lütfen gayret ediniz. Servetimizin olmadığı malûmdur. Mümkün olandan başka bir şey isteyemem, istesem de pek beyhudedir. Refikama hitaben yazdığım kapalı mektubu lütfen kendi eline veriniz. Fakat çok müteessir olacaktır, o teessürü azaltacak şekilde veriniz.Ağlayacak, üzülecek tabii; teselli ediniz…Sevgili baba ve valideciğim, belki bilmeyerek size karşı birçok kusurda bulunmuşumdur. Beni affediniz… Ruhumu şad ediniz… Sevgili hemşirem Lütfiye’ciğim bilirsiniz ki sizi çok severdim. Sizin için ve sa’yimin yettiği nisbette ne yapmak lazımsa yapmak isterdim. Belki size karşı da kusur etmişimdir, beni affet. İlahi mukadderat böyle imiş. Hakkını helâl et. Rûhumu şad et..Ey akraba ve dostlar ve sevenlerim; cümlenize elveda.Cümleniz hakkınızı helâl ediniz. Benim tarafımdan cümlenize hakkım helâl okun, elveda. Elveda, cümlenizi Cenâb-ı Hakk’a tevdî ve emanet ediyorum. Ebediyyen Allah’a ısmarladım, sevgili peder ve validecigim.Oğlunuz Mehmet Tevfik
(Yüzbaşı Mehmet Tevfik mektubu yazdıktan iki hafta sonra şehit oldu.)
Son yorumlar