Kimler Oruç tutmalı?
Oruç kimlere farz?
İslam dini oruç ibadetini beş temel şarttan biri olarak farz kılmasına karşın oruç tutacak kişilerde de bazı şartlar aramaktadır. Bu şartlar kendisinde bulunmayan kişiden oruç ibadeti düşer. Peki bu şartlar nelerdir?
- Buluğ çağına ermiş olmak.
Yani oruç tutacak kişinin, ergenlikten çıkıp yetişkinliğe geçmiş olması gerekmektedir. İslam dini bütün ibadetlerin sorumluğunu bu çağdan sonra başlatmaktadır.
- Akıl sahibi olmak (oruca engel akli bir rahatsızlığı bulunmamak).
Kişinin ibadetlerden mesul tutula bilmesi için aradan bir başka şart ise akıllı olmasıdır. Çünkü akli melekelerini yerine getiremeyen bir kimseden, ibadet sorumluluğu düşer. Eğer kişinin bu şekilde bir sağlık problemi var ise, oruç ibadeti kendisinin üzerinden farz olmaktan çıkar.
- Sağlıklı olmak.
Oruç tutacak kişinin oruca engel bir hastalığının bulunması durumu. Bu durumda gerçekten ehil bir doktorun oruç tutmanın kişiye zarar vereceği teşhisini koymasıyla oruç farziyeti düşer. Çünkü İslam dininde ibadetlerin maksadı kişiye eziyet etmek değildir. Sağlık problemi dolayısıyla orucunu tutamayan kişinin haline bakılır; eğer hastalığı sadece bir dönemlik ise yani daha sonra iyileşme ihtimali bulunuyorsa, orucunu tutmaz daha sonra gününe gün kaza eder. Ama eğer hastalık süresi olmayan bir rahatsızlık ise, yani geçmesi mümkün olmayan bir hastalıksa, o zaman kişi oruç tutmaz bunun için oruç fidyesi öder. Oruç fidyesi; Ramazan ayı boyunca fitir sadakası miktarını her gün bir fakire yada toplu olarak aynı fakire vermektir. Kişi orucunu tutamaz buna karşılık fidyesini ödese ve daha sonra oruç tutacak sağlığa kavuşursa tutamadığı oruçları tekrardan tutması gerekir. Çünkü farza engel olacak durumlar ortadan kalkmıştır.
- Mukim olmak
Yani kendi vatanında olmak yolcu olmamak. Kişi bulunduğu memleketten 90 km. mesafede başka bir yere yola çıkmasıyla beraber seferi sayılır. Böyle bir durumda oruç tutmama gibi bir kolaylık tanınmaktadır. Ancak bunun kurallarına riayet etmek şarttır. Oruçlu olsa dahi yola çıktıktan sonra, orucun kendisine zarar vereceğini düşünüp orucunu bozsa kefaret gerekmez, ancak sonra gününe gün kaza eder. Yalnız orucunu bozabilmesi için yola çıkmış olması şartı vardır. Oruç zor geldiğinden sebebi olmadığı halde sefere çıkıp orucunu bozsa günahkar olur. Seferi olduğu halde orucuna devam ederse bunda bir sakınca yoktur, tabi ki daha faziletlidir. Kişi vatanına döndükten sonra Ramazan ayı içinde tutmadığı günleri daha sonra gününe gün kaza etmelidir. Çünkü seferi olmak farziyetin kuldan düşmesine sebep değildir.
- Hayız (regli) ve lohusalık hallerinin olmaması.
Kadının bu hallerden temiz olması. Bu durumlar kadının elinde olmadığından, bu haller kendisinde meydana geldiği vakitte orucu bırakmalıdır. Oruçlu ise hayızlı olma halinde orucunu bozabilir. Daha sonra tutamadığı günler adedince kaza eder.
Son yorumlar